Uzmanlık branşları genel olarak ikiye ayrılır. Cerrahi branşlar ve cerrahi olmayan branşlar…
Evet tabii ki başka kategorilendirmeler de var: Zor-kolay, nöbeti çok-nöbeti az, yatılan-yatılmayan, ilaç firmalarının ön planda tuttuğu-tutmadığı, havalı-değil, para çok-az vs vs vs. Herkes kendine göre bir ayrım yapabilir. Biz en önemlisinin cerrahi olup olmadığını düşünüyoruz. Nedeni ise, doktorların cerrahiye yatkınlığının olup olmamasının, uzmanlık tercihlerinde ilerde başarılı olup olmamaları konusunda etkili olması. Bu ufak anektotdan sonra şunu da belirtelim, biz elimizden geldiğince her unsuru incelemeye çalışacağız.
Genel Cerrahi: Genel cerrahi, cerrahi branşların tabii ki babası. Baba olması nedeniyle de zorluğu oldukça fazla ve bilinmesi gereken konu miktarı da keza fazla. Eski zamanların TUS’da en yüksek puanlısı olan bu branş, şimdilerde TUS’da en düşük puanlı bölümlerden. Bu açıdan girilmesi kolay bir branşı oluşturuyor. Bir genel cerrah olmak istiyorsanız, isminden de anlaşılacağı üzere genel olarak her şeye hakim olmanız gerekmekte. Öyle ki bir genel cerrah, tiroit ameliyatlarından, meme,mide, kolon ameliyatlarına kadar, gerekirse toraks ameliyatlarına kadar her şeyi yapabilmeli, ve netekim de yapmakta. Bu özelliğinden dolayı hastanelerde diğer branşlarla oldukça kavgalı olan bir grup özelliği taşıyorlar. Sadece diğer branşlarla değil kendi içinde de huzursuz bir bölüm genel anlamda. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz ama, kıdemin oldukça önemli olduğu bir branş. Öyle ki görevine 1 gün geç başlayan bir asistan bile önce başlayanın altında kalabilir.
Kendi içerisinde yan dal imkanı olmasada, genel cerrahlar uzmanlıklarını aldıklarında belirli yan dala doğru yönelmekteler(meme, tiroit vb.).
Meme ameliyatları ve tiroit ameliyatları ülkemizde oldukça fazla olduğundan bir genel cerrah için para çok sorun olmayabilir(!).Burada ufak bir parantez açarak, ülkemizdeki genel cerrahi uzman sayısının çok olduğunu belirtelim. Nöbet sayısı olarak üst düzeyde nöbet sayısı mevcut. Bunu göz önünde bulundurup, yorucu bir branş olduğunu belirtiyoruz.
TUS puanları olarak 2007 nisanı göz önüne alırsak puan aralığı 62 ile 50 arasında. Ortalama bir genel cerrahi için 55-56 puan yeterli.
Sonuç: Zor, nöbeti çok,para size bağlı, puanı düşük bir branş.
Kardiyoloji: Günümüzün oldukça popüler bir branşı. Kardiyoloji şu aralar oldukça rağbet görmekte, nedeni ise nispeten rahat olması ve iyi para kazanılması.Burada rahatlıktan kastımız kardiyolojinin konu olarak sınırlı olmasından ileri gelmekte. Yoksa nöbetlerde ve polikliniklerde çok yorulacaksınız. Yalnız burada dikkat edilmesi gerekilen bir unsur mevcut, son nisan 2007 TUS’unda kardiyoloji için rekor sayıda kadro açıldı. Bu kardiyolojinin aranılan bir branş olduğunu göstermekle birlikte bizce geleceğe dair bir takım sorunlar da getirmekte. İleride görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ve kardiyolog sayısının fazlalığından ötürü, kardiyoloji de genel cerrahinin durumuna düşüp gözden düşebilir. Şu an isteyenler için çok ideal bir bölüm. Her ne kadar cerrahi bir branş gibi görünse de(aslında dahili bir branş, fakat görünüm olaraktan bahsediyoruz), cerrahi işlemler minimale yakın. Cerrah işlemler genel anlamda anjiyo, stent takma gibi unsurlardan oluşmakta. Bunun yanında eko kardiyologların vazgeçilmez bir silahı.
Gözlemlerimiz ve araştırmalarımız sonucunda bir kardiyoloji asistanının 1 sene içerisinde tüm kardiyoloji bilgisini aldığını öğrendik. Bunun sebebi de kardiyolojinin nispeten dar bir konusunun olması. Bu iyi bir şey çünkü tüm asistanlığınız boyunca sürekli çalışmanız gerekmemekte.
Parasal açıdan şu an için bir kardiyoloğun az para kazanması gibi bir şey söz konusu değil. Ülkemizde oldukça fazla anjiyo girişim ve eko gözlem yapıldığından kardiyolog ihtiyacı ve doğal olarak da ödenen para hayli fazla.
Kardiyoloji seçerken göz önünde tutulması gereken bir konu ise anjiyo girişimini asistanlığınızın kaçıncı senesinde yapmaya başlayacağınız. Özellikle eğitim ve devlet hastanelerinde vaka sayısı fazla olduğundan girişim şansınız daha fazla, fakat kardiyoloji bu açıdan da istisnai bir bölüm olmakta ve üniversite hastanelerinde de oldukça fazla girişim miktarı ile ön plana çıkmakta. Burada önemli olan girmek istediğiniz üniversite hastanesindeki ortam konusunda önceden bilgi sahibi olmanız, ki bu aslında tüm branşlar için geçerli.
Nöbet miktarı başlarda çok olmakla birlikte ilerde orta sayılara düşecektir.Özellikle acil hastalarda ilk müdahale yapanlardan biri kardiyologlardır.Bu açıdan yoğun nöbetler sizi bekliyor. Bunun yanında diğer branşlar alışkanlık şeklinde gelen hastaların %80 ve belki daha fazlası için kardiyoloji konsültasyonu istemekteler.Buna da hazırlıklı olun.
TUS’da puanları genel olarak yüksek, fakat orta seviyelerin üst sınırında olan yerler de mevcut. Eğer kardiyoloji istiyorsanız 65’den aşağı bir TUS puanı ile çok şansınız yok.
Sonuç: Nispeten kolay, nöbet sayısı değişmekte, parası çok, puanı üst seviyede bir branş.
Dermatoloji: Günümüzün belki de en rahat branşı. Bu rahatlığın nedenleri nöbet sayısının minimal, cerrahi girişimin yok ve para kazanma şansının da en üst düzeyde olması. Ne kadar güzel değil mi? Ama her güzelin bir kusuru vardır düşüncesi ile son zamanlarda popülaritesinin artmasından ötürü TUS puanları tavan yapmış durumda.
Dermatoloji sevenler için çok güzel olanaklar sunmakta, günümüzde insan görselliğinin ön plana çıkması ile hasta sayısı çok çok fazla ve tedavi amacıyla kullanacağınız ilaçlar hep kortikosteroid türevleri. Bunun yanına bir de acil hastalarının olmaması ve nöbet sayısının az olması da eklenince tadından yenmeyecek bir bölüm oluyor.Dermatoloji hastaları görece maddi açıdan iyi olduğundan ötürü para imkanınız da çok oluyor losartan 25 mg.
TUS puanları yüksek dedik ama 70’e vuran bir puan da değil. Genelde dermatoloji puanları 63-64 ila 68-69 puan aralığındalar.
Sonuç: Kolay, nöbeti az, parası çok, puanı orta-üst seviyede bir branş.
Acil Tıp: Günümüzün belki de en geleceğe dönük branşlarından biri. Şöyle ki; tüm üniversite, devlet ve eğitim hastaneleri kendi bünyelerinde ayrı birer acil tıp bölümü açıyorlar. Bu nedenle de şimdi ve gelecekte acil tıp hekimlerine oldukça fazla ihtiyaç olacak. Ülkemizde acil tıp hekimi sayısındaki azlık nedeniyle son TUS’da inanılmaz sayıda kadro açıldı. Sonraki TUS’larda da açılacağından emin olabilirsiniz.Bu yüksek kadro sayısına paralel olarak da TUS puanları minimalde. Öyle ki 55-56 puanın üzerinde acil tıp kadrosu bulmak imkansız.
Acil tıp hekimliğinin gerçekten zor olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur, gelen hastalar adı üzerinde acil ve işinizi iyi yapmanız gerekli çünkü hayat kurtarıcı rolünü oynayacaksınız, sorumluluğunuz çok fazla. Ama bizce acil tıp hekimliğinin en güzel yanı gerçekten doktor olduğunuzu sonuna kadar hissedebileceğiniz, maneviyatı çok çok fazla olan, adrenalin yüklü bir branş. Eğer adrenalini seviyorsanız tam size göre olacaktır. Neden bilmiyoruz sanki acil tıp hekimleri adrenalin tutkusundan ötürü yarış motosikletiyle dolaşan, rayban gözlüklü insanlar gibi görünüyor bize.
Burada ufak bir not ekleyelim, acil tıp yeni bir bölüm olduğundan etrafta çok fazla acil tıp uzmanı yok. Bunu belirtmemizin sebebi, yerleşmek istediğiniz yeri seçerken, orada mutlaka bir acil tıp uzmanı bölüm şefi olmasına dikkat edin. Aldığımız duyumlar bazı yerlerde bölüm şefi/hocası olmadığından dolayı, diğer bölümlerle olan anlaşmazlıklarda acil tıp asistanlarının öksüz kaldığı yönünde. Bu yüzden tercih yaparken bu konuyu araştırmanız sizin yararınıza olacaktır.
Nöbet sayısı doğal olarak çok fazla, hatta ayda 15 nöbetle başlamanız kesin gibi. Parasal açıdan da asistanlık döneminde olmasa bile uzmanlık döneminde çok kazanacağınız kesin gibi. Bir artı olarak da şimdi asistan olup 5 sene sonra uzmanlık alırsanız, yeni kurulan bir acil tıp bölümüne şef olmanız ve bölümü sizin kurmanız olası.Bunu da göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyoruz.
Sonuç: Çok zor, nöbeti çok, parası çok olacak,puanı en alt seviyede bir branş.
Tıbbi Genetik: Bu branşı özellikle vermemizin bazı sebepleri var, şöyle ki; bildiğiniz üzere Amerika, Genom Projesi’ni tamamladığını duyurdu. Bu projenin tamamlanmasının sonucu olarak da insanlardan alınan örnekler ile hangi hastalığa meyilli olduklarını anlamak gibi bir misyona girdiler. Hatta duyduğumuza göre Amerika’da yavaş yavaş bu amaca yönelik merkezler açılmaya başlamış. Tabii ki teknoloji yeni olduğundan maliyet oldukça fazla. Fakat ileride merkezlerin yaygınlaşması ve başvuran insan sayısının artması ile birlikte maliyet düşecek ve bunun sonucu olarak da hizmetlerin boyutu artacaktır. Geleceği düşünecek olursak, ki bu tahminimiz 10sene kadar sonrası için, Tıbbi genetikçilerin müthiş paralar kazanması olası. Eğer ki bir genetik merkezi kurar ve işletirseniz o zaman para içinde yüzeceğinize emin olabilirsiniz.
İnsanlar yatkın oldukları hastalıkları öğrenmek için bu merkezlere akın edeceklerdir.Karar sizin, bu branşı düşünenler daha fazla araştırma ile kesin bilgilere ulaşabilirler. Hatta buldukları bu bilgileri burada paylaşırlarsa çok daha fazla seviniriz.
Tıbbi genetiğin diğer özelliklerinden bahsedecek olursak, kolay, nöbetinin olmadığı bir branş olduğunu söyleyebiliriz.TUS puanları da en alt seviyede.
Sonuç: Kolay,nöbeti yok, parası çok çok çok olacak, puanı alt seviyede bir branş.
Dahiliye: Tıp dediğimiz olay aslında dahiliyedir. Bunu söyleyerek başlayalım. Dahiliye de genel cerrahi gibi konu yükünün çok fazla olduğu bir bölüm. Şöyle ki bir dahiliye textbook unu hatim ettiğinizde, gerçek bir doktor olmuşsunuz demektir. Hatta öğrenciliğinizde dahiliye stajını bitirdiğinizde bile artık size gerçekten “Doktor hanım/bey” demeye başlayabiliriz. Bu durumda bir de dahiliye uzmanlığı seçtiyseniz, işinizin çok zor olduğunu anlamışsınızdır. Eskiden kardiyoloji ve göğüs hastalıkları bölümleri de dahiliye içerisindeydi. Fakat şu an ayrı birer uzmanlık kategorisindeler. Belki de yakın zamanda nefroloji, gastroenteroloji, endokrinoloji vb. gibi dahiliye yan dalları da ayrı birer uzmanlık olacaklar.
Şu an itibari ile bir dahiliyeci yukarıda yazdığımız tüm branşlara hakim olmak zorunda. Bu dahiliyenin ilk zorluğu, uzun ve yorucu nöbetler ise diğer bir zorluk. Dahiliye TUS puanları çok yükseklerde gezinmiyor, fakat köklü üniversitelerin dahiliye puanlarını 70ler seviyesinde görürseniz de şaşırmayın. Bu açıdan dahiliye puan itibari oldukça geniş bir yelpazede bulunmakta.
Nöbet açısından da puan gibi değişiklikler göstermekte, fakat genel anlamda 10 nöbetle asistanlığınıza başlayacaksınız. Nöbetlerinizde de pek yan yatma imkanınız olmayacaktır. Bu durumda nöbet açısından rahatlıkla zor kategorisini hak ediyor. Cerrahi girişim dahiliyede mevcut değil. Ama eğer yan dal olarak gastroenteroloji alırsanız cerrahi sayılabilecek girişimler yapacaksınız.
Sade bir dahiliye uzmanı olabilirsiniz. Fakat maalesef şu an yan dal yapıp daha da bir uzmanlaşmak dahiliyede şart. Yapabileceğiniz yan dallar ise oldukça geniş bir yelpazede (nefroloji, gastroenteroloji, hematoloji, romatoloji, immunoloji, endokrinoloji gibi). Gördüğünüz gibi konu gerçekten çok dahiliyede.
Parasal açıdan dahiliye uzmanına her yerde ihtiyaç olduğunu ve ilerde de mutlaka olacağını belirtelim. İster bir poliklinik, ister bir özel hastane de çalışmayı düşünün, size her yerde ihtiyaç mutlaka ki olacak.Dahiliye çok ilaç yazan bir bölüm olduğundan da doğal olarak firmaların göz bebeği bir branş.
Dahiliyenin bizce en büyük artısı ise manevi tatmin. Şöyle ki iyi bir dahiliye hekiminin bilmediği şey yoktur. Bu tıp okumuş bir insan için belki de manevi tatminin doruk noktasıdır.
Sonuç olarak; Nöbetleri zor, maddi olarak çok tatmin edici, puan olarak ise geniş yelpazedeki, bilgisel tatminin en üst düzeyde olduğu bir branş.
Anestezi: Bir ameliyat anestezist olmadan gerçekleşemez. Buna paralel olarak da nerde ameliyat varsa orada bir anestezi uzmanı olmak zorundadır.
Anestezi zor bir branş, konu yoğunluğu açısından ağır olmasının yanına bir de son tıbbi gelişmeleri en yakından izlemesi gereken branşlardan biri olduğundan dolayı kendinizi sürekli yenilemeniz, geliştirmeniz gereken bir branşı oluşturmakta.
Zorluğuna paralel olarak TUS puanları alt seviyelere yakın, şöyle ki 55-60 aralığının dışında anestezi puanı mevcut değil. Fakat şu var ki anesteziyi bitirdiğinizde gerçekten aranan bir insan pozisyonuna giriyorsunuz. Özellikle özel hastaneler fellik fellik anestezi uzmanı aramaktalar ve verdikleri paralar da gerçekten üst düzeyde.
Nöbet durumunda bazı değişik durumlar mevcut. Mutlaka ki nöbetleri zor, fakat bulunduğunuz yere göre, ameliyatı bitirmeden hastaneden ayrılamadığınız da olabilir, mesainiz bittiğinde ameliyatı başka bir anesteziste de devrettiğiniz olabilir. Bu dinamikleri kurumlar kendi içlerinde belirlemekteler. Bu yüzden tercihlerinizde ufak bir ön araştırma çok yararlı olacaktır.
Sonuç olarak; Nöbetleri zor ve uzun, konu yoğunluğu çok fazla, maddi açıdan çok tatmin edici, TUS puanı olarak alt seviyelerde bir branş.
Nükleer Tıp: Günümüzün en gelecek vaat eden branşlarından biri, en aranan branşlarından biri. Sürekli gelişen nükleer tıp teknolojileri sayesinde nükleer tıp uzmanlarına olan talep de oldukça fazla.Buna paralel olarak da kazandıkları paralar üst seviyeye yakın, hatta sağlam bir sermaye ile kendi merkezinizi açmanız halinde, hayallerini kurduğunuz Ferrari ile dolaşmanız çok da zor değil.
Sürekli gelişen bir branş olduğundan kendinizi sürekli güncel tutmanız şart. Fakat nöbetleriniz en alt seviyede olduğundan bu araştırmaları rahatça yapabilirsiniz.
Bizce gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir bölüm. Biz şiddetle tavsiye ediyoruz. Hele ki TUS puanlarının alt seviyede olması girişi de kolaylaştırdığından, önemle tavsiye ediyoruz.
Sonuç olarak; Nöbetleri kolay, doğru yatırımlarla para çuvalı edinmenizin gerektirebileceği, TUS puanı olarak alt seviyede bir branş.
Patoloji: Bu branşı da özellikle vurgulamak istiyoruz. Patoloji tıbbın en temel branşı. Her ne kadar cerrahların sürekli olarak laf attığı bir branş olsada, vazgeçilemeyecek yegane branşlardan.
Genel anlamda, patologlar hastanelerde preperat incelemeleri yapmaktalar. Ameliyatlar sırasında gönderilen preperatlara yapacakları yorumlar ameliyatların seyrini değiştirmekte. Çeşitli güncel gelişmelerin yoğun olduğundan ötürü düzenli olarak yayın takibi patolojide oldukça önemli.
Nöbet sayıları çok az, ve ayrıca hastanelerde en fazla döner sermaye alan baranşlardan biri, özellikle asistanlığınız sırasında hayatınızın rahat geçeceğini söyleyebiliriz. TUS puanı olarak 55-60 aralığındaki bölüm.
Bizce rahat bir branş, göz önünde tutulması şart.
Sonuç olarak; Nöbetleri çok kolay ve az, TUS puanı olarak orta-alt seviyede, parasal açıdan iyi bir bölüm.
Beyin cerrahisi(Nöroşurirji): İsmini söylerken bile insanın zorlandığı bir bölüm. İsmi gibi kendisi de zor bir branş. Doktorluğun en zor branşı demekten hiç çekinmiyoruz. Zaten bunu biz değil, araştırmacılar, istatistikçiler söylüyor. Sadece doktorluğun değil, insanlığın en zor mesleği diye de ekliyorlar.
İnsanlar için bir ütopya halindeki bir bölüm. Daha çocukluktan, “Ben büyüyünce beyin cerrahı olmak istiyorum” diyen kişi sayısı gerçekten fazla. Abarttığımızı düşünmüyoruz, çünkü beyin cerrahisi haddinden zor bir branş.
Eğer bu bölümü düşünüyorsanız bir kere daha düşünün. Nedenleri saymakla bitmez ama biz başlayalım. Öncelikle beyin gibi insanoğlunun tam çözemediği bir organla uğraşacaksınız. Sadece bu da yetmiyor, bu organ vücudumuzun en hassas organı. Saatler süren ameliyatlar boyunca ayakta dikilecek ve konsantrasyonunuzu kaybetmemeye çalışacaksınız. Bunla da yetinmeyecek, ayda 15 nöbetle başlayacaksınız. Üstelik bu nöbetlerinizde sürekli olarak hasta bakacak, çizelgeleri takip edeceksiniz, diğer bölümlerden gelen hastalara konsültasyon yapacaksınız. Öyle ki yapacağınız ufak bir müdahale hastanızı ölüm ve yaşam arasındaki sınırın neresinde olacağını belirleyecek. Tüm bunların üstüne bir de sürekli olarak güncel yayınları, gelişmeleri takip edeceksiniz. Bu aşamada sorunuzu duyar gibiyiz: “Gün 24 saat, ne zaman uyuyacak, ne zaman yemek yiyecek, ne zaman dolaşacağız?” Bu sorunun cevabını biz maalesef veremeyiz.Başlıklar ile beyin cerrahisinin olumsuz görünen yanları bu şekilde, şimdi de bizce(!) olumlu olan, beyin cerrahisini seçmenize neden olabilecek yönlere bir göz atalım:
İlk başta söylediğimiz gibi uğraştığınız organ beyin. Ve yine söylediğimiz gibi vücudumuzun en narin organı. Bunu neden tekrar ettiğimize gelince, beyin cerrahları diğer hiçbir cerraha benzememekte. Ameliyatlarda onları iş üstünde gördüğünüzde nasıl bu kadar narin, nasıl bu kadar ince olduklarını şaşkınlıkla merak edeceksiniz. Ameliyatlarında kullandıkları devasa aletleri gördüğünüzde sanki uzay mekiğinin içinde gibi hissedeceksiniz kendinizi. Bu açıdan beyin cerrahı olmayı hemen orada isteyebilirsiniz. Uğraştığınız şeyin beyin olduğunun bilincinde olduğunuzdan sorumluluğunuz da çok çok fazla. Bu sorumluluk belki senelerdir sizin almak istediğiniz bir şeydir. O duyguyu hissetmek, o adrenalinin damarlarınızda dolaşmasından doyacağınız manevi tatmin.Bu duygunun duyulabileceği meslek dalı sayısı kesinlikle çok az. Bilinmeyen organ beyinden bahsettik, uğraşırsanız kesinlikle bir gizem çözebilirsiniz, belki yeni bir hastalık,belki yeni bir ameliyat tekniği, belki yeni bir ameliyat aleti. Gazi Yaşargil’in adıyla anılan “Yaşargil testeresi” gibi, tıp aleminde saygın bir yeriniz olabilir.
Artılarıyla eksileriyle karar tabii ki sizin. Kimse birini beyin cerrahı olmaya, veya olmamaya zorlayamaz.Ama şu varki bu uzmanlığı istiyorsanız, gerçekten istemeli, kendinizden çok şeyler feda etmelisiniz.
Aklımıza gelen bir sözü de hemen ekleyelim “İnsanın aptalı doktor, doktorun aptalı cerrah, cerrahın aptalı beyin cerrahı olur..”
Sonuç olarak: olabilecek en zor branş, puan seviyeleri minimalde, para deseniz, para zaten ikinci planda, nöbet deseniz çok fazla ve zor olan bir branş.
Kalp Damar Cerrahisi: Beyin cerrahisinden bahsettikten sonra sıra geldi KDC’ye. Beyin cerrahisiyle aşık atabilecek kadar zor bir branş. Sonuçta burada da uğraştığınız organ kalp. İşinizde iyi olmanız, çok yorulmanız ve çok bilmeniz şart. Fakat tüm olumsuz görünen tarafları bir yana, KDC uzmanı olmak kafanızdan geçiyorsa, bir bypass operasyonuna girmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Eğer kafanızda bu bölüm yoksa bile mutlaka girin. Tıbbın en büyük mucizelerinden birini gözlerinizle görmeden karar vermeyin. Kalbin durduruluşunu, pompa yardımı ile dolaşımın sağlanmasını, sorumluluk almayı mutlaka görün. Sonra KDC’nin olumlu ve olumsuz yönlerini kafanızda tartın. Aynı beyin cerrahisi gibi maneviyatın ön planda olduğu bir bölüm. Nöbetleri sırasında yatan hastaların durumlarına göre ağır çalışma olması mümkün, bunun yanında istenen konsültasyonlar daha çok kardiyologlar tarafından karşılandığından bu konuda biraz daha rahatlar. Nöbet sayısı olarak da yerine göre değişmekte.
Uzman olduktan sonra ise, kalp damar cerrahisin asıl zorluğu başlamakta. KDC uzmanı olarak iş hayatına atıldığınızda deneyimli, kaliteli bir ekiple çalışmanız şart. Aynı zamanda sizin de çok vaka görmüş ve yapmış olmanız gerekli.Bunu göz önünde tutmanızı istiyoruz.
Sonuç olarak: çok zor bir branş, nöbetleri yerine göre değişmekle birlikte genelde orta-çok, para olarak da ününüze bağlı olarak fazla.
Üroloji: Günümüzün özellikle erkekler açısından ideal branşlarından biri. Şöyle ki hem cerrahi hem de dahiliyeyi barındırmakla birlikte, nöbetlerinin diğer branşlara göre çok hafif olduğu, bayanların hiç rağbet etmediği ve bu sayede de TUS puanlarının orta seviyede kaldığı bir branş.Yurtdışını bilmemekle birlikte bu yazı hazırlandığı sırada ülkemizde bayan ürolog bulunmamakta.
Parasal açıdan da etkili bir bölüm. Zira özellikle erkek hastaların başvurduğu bu bölüm uzmanları gerçekten güzel paralar kazanabiliyorlar.Girişimlerinin büyük çoğunluğunun kısa sürmesi sayesinde, vaka sayısı da oldukça yüksek.
Sonuç olarak: parası güzel, nöbetleri kolay, TUS puanı olarak orta seviyede bir branş.
Kadın Doğum(jinekoloji): Tamamen bayanlara hizmet eden bir bölüm. Fakat bayanlar kadın doğum doktorlarını seçerken cinsiyetten ziyade ününe bakmaktalar. Bu açıdan ürolojinin aksine her iki cinsiyet için de uygun bir bölüm. Para olarak da kadın doğum uzmanının az kazanması gibi bir şey söz konusu değil. Vaka sayısı yerine göre çok yüksek olmakla birlikte, ününüz olursa bu çok yüksek sayısı çok daha yukarlara çekilecek, ve vaka başına kazanacağınız ücret de fazlalaşacaktır. Üroloji gibi hem cerrahi hem de dahiliyeyi barındıran, manevi yönden çok tatmin edici bir bölüm.Özellikle yeni teknikleri benimseyerek, üreme alanında da gelişebilir, çok aranılan bir isim olabilirsiniz.
TUS puanı olarak orta-üst seviyelerde kimi zaman üst uç seviyelerde olabilen bir branş. Nöbetlerinin uzun ve yorucu geçtiğini de belirtelim. Yoğun günlerde ise gerçekten hayattan soğutacak kadar yoğun olabilmekte.
Sonuç olarak: Nöbetleri zor ve çok, para olarak çok tatmin edici, TUS puanı olarak orta-üst/üst bir branş.
Psikiyatri: Psikiyatri günümüzde oldukça popüler olan ve ilerde çok daha fazla popüler olması neredeyse kesin olan bir branş. Eskiden psikiyatri hastalarına kötü gözle bakılırken, artık toplumumuzdaki entelektüel seviyenin ve bilincin artması ile birlikte oldukça ihtiyaç duyulan bir uzmanlık haline geldi. Gün geçtikçe psikiyatri poliklinikleri önündeki sıraların uzadığını görmeniz mümkün. Bu şu anlama geliyor, eğer uzmanlık olarak psikiyatri düşünüyorsanız, ilerde hasta bulamama gibi bir ihtimaliniz yok. Buna paralel olarak psikiyatristler oldukça yüksek gelirler elde edebiliyorlar.
Asistanlığına bakacak olursak, genel anlamda sözel iletişime dayalı olduğundan, ve aslında konu itibari ile dar olduğundan, gerekli olan uzmanlık bilgisini en fazla 6 ay içerisinde öğreniyorsunuz. Fakat bundan sonra iki şey önem kazanıyor: Kendinizi konu ne kadar dar olsa da geliştirmeniz gerektiği ve tecrübe kazanmanız gerektiği. Bu tecrübe kazanma sürecinde yeteri kadar hasta göreceğiniz de kesin. Bu açıdan vaka eksiğiniz olması çok muhtemel değil.
Psikiyatrinin zorluğu herkesin yapamayacağı bir iş olmasından kaynaklanıyor. İlk olarak iyi bir dinleyici olmanız şart, gelen hastaları dinleyip, sorunlarının odağını öğrenmeniz şart. Sabırla yapılması şart olan bir bölüm. Ayrıca hastalarınız ile kuracağınız bağ da çok önemli, zira bir hasta size ilk defa gelmiş olsa da büyük ihtimal ömür boyu sizin hastanız olacak. Dışardan görülen psikiyatrinin oldukça rahat bir branş olduğu yönünde, sonuçta bütün gün koltuğunuzda oturup, dinliyor, tanı koyuyor ve ilaç yazıyorsunuz. Ayrıca nöbet sayınız az olmakla birlikte, eğer rotasyon yapmıyorsanız, nöbetlerinizde pijamalarınızı giyerek sabahı bekliyorsunuz. Para olarak da oldukça tatmin edici. Uzmanlığınızı aldıktan sonra gerçekten güzel paralar kazanabiliyorsunuz.
Fakat burada bir önemli not eklemek istiyoruz, psikiyatri stajı almamış bir öğrenci iseniz, staj sırasında gerçekten beklediğinizden farklı bir branş bulacaksınız. Çünkü uğraştığınız şey çok gizemli bir organ: Beyin. Daha yeni yeni keşfedilmeye çalışılan bir organın yapısal bozuklukluğu olmadan doğan hastalıkları ile uğraşacaksınız. Ayrıca fark edeceğiniz diğer şey de, şu an olmasanız bile sizde de psikiyatrik bir bozukluk olması mümkün.Demek istediğimiz, bugün doktorken, yarın hasta pozisyonuna gelebilirsiniz.
Psikiyatri hastaları büyük oranda çok kırılgan insanlar, etraflarında kendilerini anlayacak kimsenin olmadığı kişiler. Ve bu kişiler çare bulmak üzere size geliyor, en derin duygularını size anlatıyor, ve sizden yardım istiyorlar. Bu yüzden sorumluluğunuz gerçekten çok fazla. Bu konuyu önemle vurgulamak istiyoruz.Ayrıca gerçekten suistimale açık bir branş, ağzınızdan çıkacak bir iki kelime ile bir insanı hayatı boyunca yanlış etiketleme ihtimaliniz var.
Her ne kadar dışardan kolay görünse de, içine daldığınızda size çok sorumluluk yükleyecek bir branş.
TUS puanı olarak da son yıllardaki gözde branşlardan biri olması sebebiyle yüksek yerlerde. Psikiyatri tercihi için eğer şanslı değilseniz en az 64-65 gibi puan almanız şart.
Sonuç: Kolay, parası iyi, nöbeti az ve rahat, TUS puanı olarak orta-üst seviyelerde bir branş.
Çocuk Psikiyatrisi: Psikiyatri ne kadar popüler ise de her ne kadar geleceğin uzmanlığı ise de ondan bir adım ötede olan bir bölüm var: Çocuk Psikiyatrisi. Psikiyatri için söylediğimiz her şey bu bölüm için de geçerli. Fakat bazı artılar mevcut. Bir kere uğraştığınız hastalar yetişkin değil çocuklar. Yani bırakın derdini anlatmayı, çoğu zaman düzgün cümle bile kuramayan küçükler. Sorumluluk açısından, uygulayacağınız yanlış bir yöntem ile bir çocuğun tüm hayatını etkilemeniz olası. Bununla birlikte çocukların zor bulmacalar olmalarının yanında, genelde sorunlarına ulaşabilmek için tecrübeleriniz sonrası belirli bir yol bulacağınıza ve bu yolla hastalarınızın çok büyük çoğunluğuna derman olabileceğinize inanıyoruz. Bu açıdan bir rahatlık teşkil etmekte. Kalan hastalarda ise, asıl maharetinizi konuşturmanız ve kendinizi oldukça geliştirmeniz gerekebilir.
Her ne kadar anne-babalar kendileri için pek doktora gitmeseler veya kendi dertlerini erteleseler de, çocukları için hiçbir şekilde bu ertelemeyi yapmıyorlar. Ülkemizdeki çocuk psikiyatrist sayısı da çok az olduğundan, şu an uzmanlar gerçekten altından öte, elmas değerindeler. Bir elin parmaklarını geçmeyen uzman sayısı şu an için gerçekten yetersiz, ve doğal olarak yeni uzmanlar yetiştirme amacı ile yeni bölümler açılmakta. Haliyle asistanlık kadroları da çok az olduğundan TUS puanları olarak en üst seviyedeki puanları oluşturmaktalar. İlerde daha fazla kadro ile artan sayı da yeterli gelmeyecektir. Çok samimi olarak bu uzmanlığı seçmek için en doğru zaman olduğunu düşünüyoruz.
Kazanç olarak da, bir çocuk psikiyatrisi uzmanının yanına başka hiçbir uzmanlığın erişemeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira özellikle entelektüel seviyesi yüksek bölgelerde çalışan uzmanlar gerçekten para sayma makineları ile dolaşmak zorundalar.
Sonuç: Kolay,nöbet sayısı değişken, parası çok çok fazla, TUS puanı olarak en üst seviyede.
Radyoloji: Radyoloji üzerinde çok spekülasyonlar yapılan bir bölüm. Bu spekülasyonların temeli ilerde radyolojinin bu kadar popüler olmayacağı yönünde. Açıkçası bu söylemlere sadece gülebilirsiniz. Hastalar ve görüntüleme yöntemleri var olduğu sürece, radyolojiye de her zaman ihtiyaç olacaktır. Ülkemizde radyoloji uzman sayısının da çok yetersiz olduğu kesin. Buna en güzel kanıt olarak sağlık bakanlığının özellikle doğu ve g.doğu bölgelerindeki radyolog açığını hafifletebilmek amacıyla, çok yakında devreye alacağı fiber optik teknoloji ile uzaktan görüntüleri yorumlama projesini gösterebiliriz. Eğer ki yeterince radyolog olsaydı, sağlık bakanlığı neden böyle bir projeye baş vuruyor olurdu ki?
Bizler radyolojinin ilerde de değerinden hiçbir şey kaybetmeyeceğine inanıyoruz. Ortaya atılan “Kardiyoloji anjiyografi yapıyor, bakın bu ile görüntülemenin radyologların elinden gittiğine dair kanıttır” gibi söylemlere aldırış bile etmiyoruz. Radyoloji bünyesinde BT,MR,direk grafi gibi muazzam tecrübe gerektiren görüntülemeleri barındıran bir bölüm. Bir radyolog ile bir beyin cerrahını aynı grafiyi okurken gözlemleyin. Demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Hatta yeni görüntüleme yöntemleri ve yeni teknolojiler nedeniyle ilerde radyolojinin yan dallar şeklinde ayrılması bile olası. Belki 5 yıl değil ama 10 yıl sonra.
Radyoloji asistanlığı nispeten rahat bir şekilde geçiyor. Geceleri uyuyamayabilirsiniz, fakat en azından koşturmaktan ziyade masa başında grafi inceleyeceksiniz. Radyologların, diğer doktorlardan 1 ay daha fazla izin yaptıklarını da belirtelim. Aldıkları düşünülen radyasyon yüzünden böyle bir hakları mevcut. Burada dipnot olarak, çekimleri doktorların değil, teknisyenlerin yaptıklarını, bu yüzden de bu radyasyon miktarının sizin için çok düşün olduğunu ekleyelim.
Tabii ki her branşta tecrübe çok çok önemli, fakat bu radyoloji gibi bazı bölümlerde, vasat ile iyiyi ayırt etmesi bakımından çok daha önemli. İyi bir radyolog sadece tecrübe ile olunabiliyor.Önemle belirtiriz.
Radyoloji para açısından da tatmin edici bir branş. Kendinizi iyi geliştirdi ve yenilikleri yakından takip ettiyseniz aranan insan olacağınız kesin. TUS puanları geniş bir tabanda olmakla birlikte 61-62 yerine göre 68-69 lar hedefiniz olmalı.
Sonuç: Kolay,nöbet sayısı değişken fakat nispeten rahat, para olarak iyi, TUS puanı olarak orta ve üst bir bölüm.
Göz Hastalıkları: Göz hastalıkları kaba bir tabirle bir hastanenin döner sermayesinin temeli olan branşlardan biridir. Poliklinikleri hasta dolup taşar, insanlar sırada birbiriyle kavga ederler. Bu daha en baştan göz hastalıklarının çok yoğun olduğunu anlatmak için belirtmemiz gereken bir husus.
Göz hastalıkları, içerisinde çok fazla çeşit barındıran bir branş. Spesifik cerrahiden, sadece poliklinik işletmeye, suya sabuna dokunmadan gözlük satmaya kadar her türlü yöne yönelebileceğiniz bir bölüm. Teknolojiyi seviyorsanız, en yeni teknolojilerin kullanıldığı bir branş. Gerçekten çok farklı zevklere hitap edebilir.
Nöbetlerinin çok rahat olduğunu söylemek istiyoruz, zira genelde başlangıç nöbet sayısı 6’dan fazla değil ve bu nöbetlerde rahat bir uyku çekeceğiniz kesin. Çoğu yerde 2-4 arası nöbet bile yeterli olabiliyor. Gündüzün yoğun polikliniklerinden sonra geceleri rahatça dinlenebilirsiniz.
Parasal açıdan düşündüğümüzde göz uzmanları doktorlar arasında en fazla para kazanan gruplardan birini oluşturuyor. Bu açıdan rahat olabilirsiniz. Fakat tüm bu güzelliklerinden sonra TUS puanı olarak üst seviyede olduğunu da tahmin edersiniz. 65’ten aşağı bir puanla göz asistanlığına girerseniz gerçekten şanslısınız demektir.
Göz kabaca baktığımızda konu olarak fakülte yıllarında pek de üzerinde durulmayan spesifik bir branş. Bu yüzden ilk zamanlarda biraz zorlanabilmekle birlikte bilginiz arttıkça konuların çok zevkli geleceğine emin olabilirsiniz. Bunun yanında yeniliklere çok açık bir branş olduğundan ötürü, sürekli olarak teknolojiyi takip etmelisiniz.
Sonuç: Kolay, nöbetleri süper rahat, parası çok, TUS puanı üst seviyede bir branş.
Kulak,Burun,Boğaz(KBB): KBB asistanlığı ve uzmanlığı bir doktoru tatmin edebilecek her türlü şeyi içermekte. Cerrahi açıdan son derece yoğun olan bir branş. Aynı şekilde poliklinik olarak da yoğun olmasından ötürü, cerrahi ve dahili olarak tam bir denge branşı aslında. Nöbetler açısından düşünüldüğünde, nöbet yoğunluğunun bulunduğunuz yere göre değiştiğini, az veya çok hasta ile uğraşmak durumunda olabileceğinizi, fakat çok olsa bile asla bir dahiliye, bir ortopedi kadar yoğun geçen nöbetler yaşamayacağınızı belirtelim. KBB’nin acil vakalarının nadir olması nedeniyle, gece nöbetlerinizde, büyük ihtimal pansumanlar ile uğraşacak, isteyen hastaların ağrılarına bakacaksınız. Bu açıdan da bakıldığında oldukça kabul edilebilir görülen bi branş olan KBB, TUS puanı olarak da orta seviyelerde.
Peki böylesine ideal görünen bir branşı neden herkes tercih etmiyor diye sorarsanız, öncelikle kbb ameliyatlarının zor ameliyatlar olduğunu, çalıştığınız bölgenin genelde ufak olmasından dolayı sıkıntı verdiğini, ve ameliyatlarının uzun sürdüğünü belirtelim. Poliklinik günlerinizde kolay kolay ara vermeniz de mümkün değil, çünkü göz ile birlikte genelde hastanelerin en yoğun poliklinikleri kbb’ninkilerdir.
Konu itibari ile de genelde öğrencilik yıllarında pek üstüne düşülmeyen, kulak,burun ve boğaz konularında olduğundan herşeye sıfırdan başlayacaksınız. Şu anektodu da ekleyelim kbb dışındaki çoğu doktor,kbb doktorlarına “sizin şu anatomiyi hala anlamıyorum” der. Spesifik bir bölüm olduğunu buradan çıkarabilirsiniz.
Kbb uzmanları, çoğu yerde estetik ameliyatları da yapmaktadır. Bu nedenle plastik cerrahi branşıyla zaman zaman sorun yaşasa da, bu maddi açıdan güzel paralar kazandıklarını ifade ediyor. Hem fazla ilaç yazdıklarından, hem de cerrahi olarak yoğun olduklarından, kbb gerçekten göz önünde bulundurulması gereken ideal bir bölüm.
Asistanlık yıllarınız için ise kaç nöbetle başlayacağız kesin değil, 6 nöbetle başlanan yerler de 15 nöbetle başlanan yerler de mevcut. Bu konuda araştırma yapmanızı ve ona göre tercih etmenizi öneririz.
Sonuç olarak; parasal olarak iyi, cerrahisi yoğun, nöbetleri nispeten rahat, TUS puanı olarak orta, bazen üst olan bir branş.
Çocuk hastalıkları (Pediatri): Aynı dahiliye gibi oldukça fazla konu yükü olan bir branş. Ama daha zor olan şey ise, ilgi konusunun çocuklar olması. Küçük insanlarla uğraşmak için öncelikle çocukları sevmeniz gerekmekte, bunu ilk baştan söyleyelim. Eğer böyle bir durum yoksa, daha en baştan çocuk bölümünü aklınıza getirmeyin. Sonra yoğun günlere hazır olmanızı öneririz. Hem servis, hem poliklinik hem de nöbet olarak, yorucu ve yoğun bir branş. Anne ve babalar çoğu zaman kendi sağlıklarıyla çok ilgilenmezken, çocuklarının ufak bir öksürüğünde bile doktora koşarlar. Bunun zaten farkındasınızdır. Bundan dolayıdır ki biraz önce bahsettiğimiz gibi her açıdan oldukça yoğun hasta potansiyeli mevcut.
Bir diğer zorluğu ise, çocuklarla ilgilenmenin özel bir sorumluluğu olması, sonuçta bir kaç senedir dünya üzerinde olan bu insanlar için yapacağınız tedaviler çok önemli. Yaptığınız ufak bir yanlış, bireyin tüm hayatını etkileyecektir. Bu açıdan bakıldığında oldukça sorumluluk gerektiren, özen gerektiren bir branş konumunda.
Günümüzde aynı dahiliye gibi, yan dal almanın neredeyse zorunluluk haline geldiği branşlardan bir tanesi. Saf çocuk uzmanı olmak tabii ki geçerli bir seçenek ve hala çok yoğun rağbet görmekte, fakat yan dal almak, hem konu yükünüzün hafiflemesi, hem de akademik kariyer açılarından gerekli.
Parasal açıdan, çocuk doktorlarının az kazması gibi birşey söz konusu değil. Genç nüfusun bu kadar yoğun olduğu ülkemizde, bulunduğunuz yerde kendinizi biraz gösterirseniz, hastalar size akın edecektir. İlaç kullanımı da yoğun olduğundan, ilaç firmaları ile aranızdaki bağlar da gayet kuvvetli olacaktır.
Çoğu yerde 15 nöbetle başlamanız ve uzun bir süre bu şekilde devam etmeniz, ayrıca nöbetlerinizde çok yorulacağınız kesin gibi.
TUS puanları ise, ortanın altı seviyelerinde fakat bazı özel yerler için ortanın üstüne çıkabilmekte.
Sonuç olarak: Asistanlığı ağır, uzmanlığı aldığınızda parasal tatminin iyi olduğu, TUS puanı olarak orta seviyelerde bir branş.
Ortopedi: İlk olarak ortopedinin zor bir branş olduğunu belirtelim. Zor derken gerçekten zor, bir beyin cerrahisi bir kalp damar cerrahisi kadar zor bir branş. Genelde sadece ortopedi olarak anılsa da, isminin sonunda ” ve travmatoloji” takısı bulunmakta. Yani kısaca tüm travma hastaları ortopedistlere mutlaka gelir. Nöbetleri çok çok yoğundur, poliklinikte 0-99 yaş arası tüm hastalara bakarsınız, ameliyatlarında uzun süre kalır, gerçek anlamda kas gücü gerektiren işler yaparsınız. Nöbet sayısı başlangıçta şaşmaz bir şekilde 15’tir.
Buradan kimsenin seçmeyeceği bir bölüm gibi düşünülebilir. Ama ortopediyi sevenler için tadından yenmeyen bir branştır. Zaten sadece seven insanın yapabileceği, diğerlerinin kaldıramayacağı bir branştır.
Bahsetmek gerekirse, ortopedinin ameliyatları gerçek anlamda zor ameliyatlardır. Güç gerektirdiğinden olsa gerek, pek bayanların tercih ettiği bir branş değildir. Bu açıdan bakıldığında TUS puanları ortanın hemen altı seviyelerindedir. Çok büyük oranda erkeklerin tercih etmesinden dolayı, TUS’ta rakipleriniz yarıya yakın azalmaktadır.
Şu var ki, ameliyatlara hemen cevap alındığından, mesleki tatmin çok üst düzeylerdedir. Bu açıdan oldukça güzel geri dönüşler alırsınız. Parasal açıdan da, 2008 verilerine göre döner sermayeden en fazla para alan branş ortopediydi. Zaten 0-99 yaş arası tüm hastaların, büyük küçük demeden başvurabileceği bir branştır.
Eğer ameliyatlarının uzun ve zorlu koşullarına dayanabilirseniz ve ortopediyi seviyorsanız, TUS puan aralığı ile öncelikle tercih edilecek bir branş olduğu düşüncesindeyiz.
Sonuç olarak; Zor gerçekten zor, parasal tatminin iyi olduğu, TUS puanı olarak ortanın altı bir branş.
FTR (Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon): Son zamanların TUS’da en fazla rağbet edilen branşlarından biri. Nedeni ise, ciddi anlamda rahat bir asistanlığının olması. Öyle ki, asistan sayısına göre belirlense de, başlarda çok nöbet sayınızın olmadığı, nöbetlerinde ise gerçekten rahat olduğunuz bir branş. Poliklinik olsun, servis olsun, nöbet olsun ciddi anlamda rahat, herşeye zaman ayırabileceğiniz, pek yorulmadığınız bir bölüm.
Bütün bu rahatlık TUS’da puanlarının yüksek olmasına sebep oluyor. Şöyle ki eğer FTR seçmek istiyorsanız, yüksek puanlar almanız şart. Bunun dışında parasal açıdan düşünürseniz, çok büyük paralardan öte, rahat fakat normal paralar kazanmayı düşünüyorsanız bu bölümü tercih edin.
Bir tavsiyemiz, eğer sporla ilgilenen bir insansanız, spor tedavisi üzerine kendinizi geliştirmeniz durumunda, oldukça aranan bir doktor olabilirsiniz.
Sonuç olarak: Rahat, TUS puanı yüksek, orta seviyede maddi kazançlı bir branş.